Haber

Sibel Suiçmez görevine başladı: ‘Kadın haklarından geri adım atmayacağız’

TRABZON – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 14 Mayıs seçimlerinde oyların yüzde 17,83’ünü aldığı Trabzon’dan 1 milletvekili çıkarmayı başardı. CHP listesinde birinci olan Sibel Suiçmez, 1946’da TBMM’ye giren Zekiye Molaoğlu’nun ardından CHP’nin Trabzon’daki ilk kadın milletvekili oldu.

Sibel Suiçmez, milletvekilliğini Trabzon Adliyesi’nde düzenlenen törenle İl Seçim Kurulu Başkanı Ferruh Akyüz’den aldı. Törene Suiçmez’in yakınlarının yanı sıra CHP İl Başkanı Nurcan Aşçı Demiröz, Gelecek Partisi İl Başkanı Hasan Kamil Velioğlu ve CHP yöneticileri katıldı.

‘MAĞDUR NEREDE MAZLUM OLURSA BEN SESİ OLACAĞIM’

Suiçmez törende yaptığı konuşmada TBMM’de hak savunucusu olmaya devam edeceğini belirterek, “O zaman kendimi Sibel Suiçmez olarak değil, siz olarak göreceğim. Türkiye demokratik, sosyal ve laik bir devlettir” dedi.

Suiçmez, “Tabii ki Millet İttifakı ve CHP’den milletvekili seçildim ama bundan sonra Trabzon milletvekili olarak görev yapacağım.” Bu ülkeye hukuk ve adalet gelene kadar sizi TBMM’de güçlü bir sesle temsil edeceğim.”

TRABZON’UN İLK KADIN BAR BAŞKANI

Trabzonspor’un eski başkanlarından Ahmet Celal Ataman’ın kızı olan Suiçmez, daha önce Demokratik Sol Parti’de (DSP) 1999 yılında Trabzon Belediye Başkan adayı, il başkanı ve parti meclis üyeliği görevlerinde bulundu.

Tüzel kişiliği ile ön plana çıkan Suiçmez, bir süre spor alanında Araklıspor’da yöneticilik ve yönetim kurulu başkanı olarak çalıştı. 2016 yılında Trabzon’un ilk kadın baro başkanı olan ve bu görevi 3 dönem yürüten Suiçmez, 2022 yılında Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcılığına seçildi.

TBMM’de 28. Dönem CHP Trabzon Milletvekili olarak yer alacak olan Sibel Suiçmez ile görev töreninin ardından görüştük. Trabzon’da en az 2 milletvekili alabildiğini sahada gördüklerini ifade eden Suiçmez, “Hükümetin kara propagandası ve kamu kaynaklarının hukuksuz ve sınırsız kullanılması buna engel oluyor.”

‘OY TABLOSUNA SAHADA HÜKÜMETE DAHA BÜYÜK TEPKİ VERİYOR’

CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in adaylığından seçilmesine, Trabzon’un sıkıntılarından beklentilerine, iktidar dilinin seçim çalışmalarına yansımasından kadın milletvekili olmanın sorumluluğuna kadar sorularımıza şu şekilde cevap verildi:

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimlerinde CHP Trabzon Milletvekili seçildiniz. Seçim süreciniz nasıldı?

Trabzon’dan 25 aday adayı olarak çalışmalarımıza başladık. Adaylığımız kesinleşince il teşkilatımızın hazırladığı program çerçevesinde işe dağıldık. Bu süreçte vatandaşlarımızın fikirlerini daha çekingen ve korkakça dile getirdiklerini gördük. Zaman ilerledikçe gördük ki adaylar belirlendikten sonra insanlarımız pahalılaştı. Bu düzenin değişmesi gerektiğini, bıktıklarını, nefes alamadıklarını, adaletin olmadığını çok daha yüksek sesle konuşmaya başladılar.

Seçim sonrası oy pusulasına nazaran sahada çok daha büyük bir ilgi ve iktidara büyük bir tepki oluştu. Hükümet, kamu kaynaklarını kullanarak seçim çalışmalarını her zamankinden daha fazla yürüttü. Bırakın hukuka aykırı olmayı, etik kurallara aykırı her şeyi yaptılar. Yapılmaması gereken her türlü dezenformasyon ve kara propagandayı yapmaktan çekinmediler. Muhalefet partilerinin adayı olarak çok zor kurallar altında çalıştık.

‘KADIN HAKLARI KIRMIZI ÇİZGİMİZ’

77 yıl sonra CHP, Trabzon’dan bir kadın milletvekilini görevden aldı. Bu size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?

Trabzon Barosu’nun ilk kadın başkanıydım. Trabzon’dan uzun yıllar sonra CHP’nin First Lady Milletvekili olma şerefine eriştim. Sadece kadınların değil tüm Trabzonluların bana yüklediği sorumluluğun farkındayım. İnsanlar içlerinden birinin seçildiğinden çok eminler.

Meclis tablosuna baktığımızda ilk kez cumhuriyetin temel unsurları ve kadın kazanımları ile sorunları olan milletvekilleri gibi geniş bir siyasi parti kadroları yelpazesini ilk kez göreceğiz. Buna karşı kadının insan hakları mücadelesini sürdüreceğiz. Kadın hakları bizim kırmızı çizgimizdir. Kadın haklarından bir adım bile geri adım atmayacağımızı her süreçte açıkça ortaya koyuyoruz. Kadın hakları ve çocuk hakları konusunda tüm hassasiyetimi göstererek, Atatürk ilkelerine ve inkılaplarına bağlı kalarak hareket edeceğim. Beni bu günlere getiren en kıymetli süreci kadınlarla yaşadım. Kadınlar olarak hepimizin kaygısıyla büyüdük, geliştik, bilgilendik, hak savunucusu olduk. Artık bu çabayı en güçlü ve en yılmaz haliyle yürüteceğiz.

‘GÜÇ, EVDE KADINLARI ETKİLEMEK İÇİN POLİTİKALAR ÜRETMEKTİR’

Seçim sürecinde iktidarın seçimi kadınlar üzerinden yürüttüğünü gördük. Kadın sivil toplum kuruluşlarının liderleri ve kadın hakları ve çocuk hakları alanında çalışan meslek kuruluşlarının kadın yöneticileriyle görüşmeye başladılar. Bunu anlamadılar; bayanlar vazgeçmeyin. Meclis’te İstanbul Sözleşmesi’nden sonra ilk hedeflerinin 6284 sayılı yasa olduğunu, kadının başka kazanımları olduğunu söylüyorlar. Kadınları istihdamdan uzaklaştıracak, evlerine hapsedecek sosyal politikalar üretiyorlar.

İktidara gelirsek kadınlara ve gençlere taahhütlerimiz nettir. Ancak muhalefette kalsak bile bir yandan eksikliklerimizi giderecek ve bu çabaya ivme katacak ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi ve hukuki kazanımlar için çabalarken, geri dönmemek adına da çalışmalarımıza devam edeceğiz. bu kazanımlar Bu çabamda en büyük gücü kadınlardan alacağıma eminim.

“EKONOMİDEN, ADALETTEN, SATILABİLİRLİKTEN KONUŞAMIYORUZ VE NEFRET DİLİNİN DOZUNU ARTIRIYORLAR”

Trabzon, AK Parti’nin uzun yıllardır siyasi olarak hakim olduğu bir şehir. AK Parti’nin Millet İttifakı’na yönelik “terör” söylemleri ve suçlayıcı dili çalışmalarınıza engel oldu mu?

AK Parti ekonomi konuşamaz, liyakat konuşamaz, hak hukuk konuşamaz, sağlık konuşamaz, eğitim konuşamaz, adalet konuşamaz. Devleti devlet yapan bütün kurumlar baltalandı. Hepimiz ekonominin altında eziliyoruz. Seçim propagandası yapamayacaklarını anladıkları için ana politikaları olan nefret dilinin dozunu hep birlikte artırdılar.

“TOPLUM AİLELER BİLE BÖLÜNMÜŞTÜR”

Telaffuzları nedeniyle toplum ve hatta aileler ikiye bölünmüştür. Ailelerin gençleri ve yaşlıları arasındaki çatışmaları gözlemledik. Trabzon’un da hassas bir bölge olmasından istifade ederek, HDP’yi HDP’ye, PKK terör örgütü CHP’ye, Millet İttifakı’na da var olmadıkları halde ortaklaştırmaya çalıştılar. Ne yazık ki, sorgulamayan, düşünmeyen, geçmişe bakmayan iktidar medyasının pompaladığı haberler nedeniyle bu telaffuza inananlar oldu. Kabul etmek gerekir ki Trabzon’un da bir alıcısı var.

‘KARA PROPAGANLAR TRABZON’DA BİRAZ TUTTU’

İktidarda olsak ne yapardık diye bir tepki yoktu. Zaman zaman karşılaştığımız tek tepki HDP ve PKK ile ilgiliydi. Onlara gerçeği ne kadar anlatmaya çalışsak da dinlemiyorlar. Bu nedenle Trabzon’da bu kara propagandanın bir payı olduğunu düşünüyorum. Ancak 14 Mayıs’tan sonraki süreçte Karargâh ve Millet İttifakı bileşenleri birebir karşılık verme kararı aldı. 14 Mayıs öncesi hepimiz onların propagandalarına uymamaya, ötekileştirme ve ayrımcılığa düşman bir dil kullanmamaya çok dikkat ediyorduk. 28 Mayıs sürecine giden yolda onların kara propagandasına karşı verdiğimiz gerçek cevapların halkın nezdinde bir karşılığı olacağına inanıyorum.

‘İMAMLAR VE MAHTARLARLA BASKI YAPIYORUZ’

CHP 2018 seçimlerine göre oyu 2 puan artırdı ama beklenen artış olmadı ve bir milletvekilinde kaldı. Beklenen farklıydı. Sizce buna ne sebep oldu?

İkinci milletvekili için yaklaşık 12.500 oy daha gerekiyordu. İktidarın yürüttüğü kara propagandanın da etkisiyle oylarımızın beklenen oranda artmadığını düşünüyorum. Aldığımız algı, alana olan ilgi ve listemizin popülaritesinden dolayı rahatlıkla 2 milletvekili alacağımızı düşündük. Bazı seçmenler milletvekilliği seçimlerinde bize destek vereceklerini söylüyorlardı ama cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kara propagandadan daha çok etkilenmiş gibi görünüyorlardı. Ama sanırım sandıkta oy kullanmamayı tercih ettiler. Bakanların milletvekili olarak gönderilmesinin de bir sebebi vardı. Kamu kaynaklarının sınırsız kullanımı.

Seçimlerin özgür, eşit ve adil bir şekilde yapılması mümkün değildi. Geçenlerde Sayın Bakan Karayolları Genel Müdürü ile beraber alarak seçim çalışmalarını yürütüyor. Bu kabul edilemez. Devletin kurum ve kuruluşlarını kişisel ve parti çıkarları için yıpratmaya çalıştılar. Çalışanlara, yöneticilere, STK’lara baskı yapıyorlar. Ayrıca imam ve muhtarlarla büyük bir sindirme propagandası yürüttüler. Bence ödediklerini aldılar. Birçok oy pusulasının fotoğraflanarak kurum başkanına gönderildiğini biliyoruz.

‘AKTİVİST MİLLETVEKİLİ OLACAĞIM’

TBMM’de Trabzon’la ilgili hangi sorunları gündeme getirmeyi düşünüyorsunuz?

Bu iktidarın en önemli özelliği insana değil betona yatırım yapmasıdır. Trabzon yatırım açısından en fakir illerden biridir. İstihdamın en az olduğu ve üniversite mezunu genç işsiz sayısının en fazla olduğu illerden biridir. Yatırımlar istihdam yaratacak alanlara kaydırılmalıdır. Bu nedenle meslek kuruluşları ile görüşerek istihdam yaratacak projeleri hayata geçirmeye çalışacağız.

Trabzon’da çevre, tarih ve kültürün kasten yok edildiğini düşünüyorum. Bu bilinçsizce yapılacak bir şey değil. Gerekirse STK’lar ve meslek kuruluşlarıyla birlikte eylemlerde ön saflarda yer alarak hassasiyetimizi oraya koyacağım. Ben sadece oturan ve konuşan bir milletvekili olmaya niyetliyim. Aktivist bir milletvekili olma yolunda adımlar atmaya çalışacağım.

‘Kaderlerine gençler ve kadınlar karar verecek’

Mecliste çoğunluğu Cumhur İttifakı aldı ama Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. 28 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Vatandaşın 28 Mayıs’ta oy kullanacağı şahıslar da, seçeceği cumhurbaşkanı da değil. Bu ülkenin geleceğini ve hangi yolu izleyeceğini seçecek olan vatandaşlarımızdır. Cumhuriyetin temel özelliklerine bağlı bir Türkiye mi olacağız, yoksa aydınlanma ve çağdaşlık yolunda yürüyen bir devlet mi olacağız? Kadınıyla, çocuğuyla, genciyle yaşamaktan onur duyacağımız bir ülke yaratmak için mi yola çıkacağız, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılındaki muasır medeniyet düzeyine mi döneceğiz, yoksa ayakta kalacak bir yapılanmayı mı tercih edeceğiz? Kadınları erkeklerle eşit görmüyor musunuz? Bunu seçeceğiz.

Cumhuriyetten, kadın haklarından, Atatürk ilkelerinden ve inkılaplardan asla taviz vermeyecek olan Kılıçdaroğlu Bey’e herkesi oy vermeye davet ediyoruz. Özellikle bu seçimde kadınlar ve gençler geleceklerinin kaderini belirleyecek. Bize düşen, verdikleri oyların kullanıldıkça sonuca yansımasını sağlamaktır. Bu çalışmayı yaptık. Bu kez sandıklarda oylarımızın çalınmasına izin vermeyeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu